Ülkemizde ortalama bir saatte 45 adet trafik kazası gerçekleşmektedir. Türkiye’nin resmi istatistiklerine göre, trafik kazaları nedeniyle her yıl hayatını kaybeden 5000 kişi ve 100.000’den fazla yaralı var. Dahası, resmi istatistiklerden 10.000 kişinin öldüğü tahmin edilmektedir. Kazalardan kaynaklanan manevi ve maddi zararlar yıldan yıla artmaktadır. Türkiye’de trafik artışlarına paralel olarak trafik kazaları da artmaktadır. Türkiye’de son 20 yılda meydana gelen trafik kazalarının maddi hasarı 2,3 milyardır. Hem maddi hem de hayati tehlikelere yol açan bu kazaların pek çoğu (%90’a yakın) sürücü hatalarından kaynaklanır. Hem büyük şehirlerdeki trafiğin yoğunluğu hem de sürücünün dikkatsizliği sebebiyle trafik kazaları oranı artmaktadır. Kazalarda kusurun kimde olduğu ise genellikle yapılan incelemeler sonucu ortaya çıkar. Kusur Oranı Tespiti Türkiye’deki hukuk sisteminde her durum için farklı olarak kusur oranları uygulanmaktadır. Bu kusur oranı dava sonucuna etki edecek en önemli faktörlerden birisidir. Buna göre Türkiye’de kusur oranının tespiti mahkeme aracılığıyla adli tıp trafik ihtisas kurulu veya Üniversite teknik bilirkişileri tarafından yapılmaktadır. Genel olarak tespit davası açılarak, kusur oranın tespiti mümkün değildir. Zira kusur eda davasında hükmedilecek tazminat rakamını belirleyecek davanın esasına yönelik bir hukuki ilişkinin tespiti olduğundan eda davası açılabilecekken tespit davası açılmayacağına ilişkin HMK maddesi burada da uygulanacaktır. Bu sebeple kusura ilişkin tespit davası eğer dava açacak mağdurun zararı eda davası açabilecek düzeyde belirliyse reddedilecektir. Ancak zararın tespiti mümkün değilse ve HMK da belirtilen Hukuki ilişkinin tespitinde gerekli olan menfaat unsuru varsa tespit davası açılabilecektir. Kanunlarda belirlenen istisnai durumlar dışında, tespit davası açılabilmesi için hukuki doğrultuda korunmaya değer ve güncel bir hakkın veya faydanın olması gerekmektedir. Tarafların kusur oranları ise mahkeme tarafından bilirkişi raporu doğrultusunda tespit ettirileceği dolayısı ile başvuran kişilerden mahkeme kararı ya da kesinleşmiş kusur raporu talebi ile gerçekleştirilebiliyor. Kusur raporu hazırlanırken Trafik Kanunu ve yönetmeliğindeki hükümler esas alınarak kusur belirlenir. Kanunda açıkça kusur halleri belli olduğu için oranların tespiti için teknik inceleme gerekse de kimin kusuru olup olmadığının tespiti kanun ve Yargıtay kararlarına bakılarak rahatça yapılabilir. Hukuk büromuzda söz konusu davalarda tarafların kusurunun olup olmadığını müvekkillerine dava öncesinde doğru tespitleriyle bildirmektedir. Dolayısıyla bu husus için dava öncesi tekrar bir kusur davası arayışına girilmesine gerek kalmamaktadır. Trafik kazaları, yaralanma, uzuv ve organ kaybına neden olabilir, bazı durumlarda da ölümle sonuçlanabilir. Bu tür davalarda, zarar görenin veya mirasçılarının maddi ve manevi zararlarını telafi etmek için tazminat talebi gündeme gelir. Bu makalede, bu sorulara da yanıt olması açısından maddi ve manevi zarar iddiasından kısaca bahsetmeye karar verdik. Kim maddi ve manevi zarar iddiası olarak dava açabilir? Bu konuda, iki ayrı olasılık bulunmaktadır. Bir trafik kazası mağdurunun hayatta kalması durumunda, mağdur kanununun 41, 45 ve 47. maddeleri uyarınca tazminat talep edebilir. Bir mağdurun ölümü durumunda, ölüme bağlı olarak dolaylı olarak etkilenen insanlar, mağdurun akrabaları, annesi, babası, eşi, çocukları, kardeşleri, nişanlısı ve ölen kişinin destek olduğu kişiler maddi ve manevi tazminat talep etme hakkına sahiptir. Eğer mağdur ölmeden önce herhangi bir tazminat talebinde bulunmuşsa da yukarıda bahsi geçen kişiler mağdurun dava devam ederken ölmesi halinde bu davaya devam etme hakkına sahiptir. Trafik kazasında, kime karşı maddi ve manevi tazminat talep ediliyor? Kazalardan kaynaklanan tazminat karşı tarafın ekonomik gücüne, kusur ve hata seviyesine ve uğradığı kayba bağlı olarak edilebilir, talep edilecek olan adres sigorta şirketi olacaktır. Karşı tarafın sigorta şirketine karşı açılacak olan dava doğru tarafa yönlendirilmiş olacaktır. Karayolları Kanununun 97. maddesi uyarınca, “Mağdur, zorunlu sorumluluk sigortasının tahmini sınırları dahilinde bir dava ile sigortacıdan tazminat talep edebilir.” Zorunlu sigorta yaptırmamış bir araç tarafından mağdur olunduğunda ne yapılabilir? Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesine göre, her araç için zorunlu trafik sigortası yaptırması gereklidir ve bu sigorta türüne sahip olmayan bir araç ile seyahat etmeyi yasaklamıştır. Bu gerçeğe rağmen, sokakta trafik sigortası olmayan ve uygulamada trafik kazalarını içeren birçok araç bulunmaktadır. Bu tür durumlar için, devlet tarafından trafik sigortasından yoksun bir sürücünün neden olduğu zararları telafi etmek amacıyla güven hesabı olarak adlandırılan bir fon oluşturulmuştur. Devlet tarafından zarara uğrayan tarafın mağduriyeti bu şekilde giderilmeye çalışılmıştır. Trafik kazaları ile ilgili davalar için dava ve zamanaşımı süresi nedir? Tazminat davası, failin işten çıkarılmasından sonraki bir yıl içinde dosyalanır ya da zararın bilinmesi. Dava bir sigorta şirketine karşı açılacaksa, süre 2 yıldır. Her halükârda, 10 yıllık süre, tazminat davasının dava açmak için maksimum süredir. Trafik kazası bir ceza davası prosedürü gerektiriyorsa, Türk Ceza Kanunu uyarınca zamanaşımı süresi uzatılacak ve daha uzun süreler geçerli olabilecektir. Yolcular tarafından sürücüye tazminat davası açmak mümkün müdür? Yolcular kesinlikle sürücüye veya aracın sahibine dava açma hakkına sahiptir. Öte yandan, genellikle dava açma hakkı olan kişiler, ailesel veya duygusal nedenlerden dolayı bunu yapmak istemezler. Bu bağlamda, sigorta şirketine karşı bu davanın açılması mümkün müdür? Bu durum açısından iki tür sigorta poliçesi görüyoruz. Bunlar zorunlu mali sorumluluk sigortası (trafik sigortası) ve gönüllü sorumluluk sigortasıdır. Sigorta sahibinin neden olduğu zararları telafi etmek için zorunlu trafik sigortasına başvurulur. Buna göre, kazaya neden olan sürücü hariç, yolcular sigorta şirketine karşı dava açabilirler. Aracın şoförü, gönüllü sorumluluk sigortası olması halinde sigorta şirketine karşı dava açabilir. Yolcuların ve sürücülerin ölmesi halinde mirasçıların da tazminatla ilgili bu davayı açma hakları vardır. Maddi ve manevi tazminatın miktarı ve kapsamı mahkemeler tarafından nasıl belirlenir? Trafik kazasının ölümle sonuçlanması durumunda, mirasçılar yardım yoksulluğu ve cenaze masrafları nedeniyle tazminat talep etme hakkına sahiptir. Tazminat ayrıca ölümden kaynaklanan depresyon ve üzüntü gibi manevi zararları telafi etmek için de talep edilebilir. Yaralanma meydana geldiyse; Meydana gelen iş ve güç kaybı nedeniyle iş ve güçten yoksun kalınan gün boyunca, çalışamadığı ve kazançtan yoksun kaldığı için, çalışamadığından yoksun kaldığı kaybı, tedavi görmüşse tedavi masraflarını isteyebilecektir ve hatta manevi tazminat talebinde de bulunabilecektir. Kişi kaza nedeniyle sakat kalırsa, sakatlığın şiddetine ve güç kaybına bağlı olarak tazminat talep edebilir. Sakatlık oranı, tazminat miktarının belirlenmesi için son derece önemlidir. Kişi sakatlık oranına göre meydana gelecek iş ve güç kaybına göre zararını talep edebilecek, tedavi masraflarını isteyebilecek ve manevi tazminata hak kazanabilecektir. Ayrıca, araçlara veya eşyalara verilen zararların karşılanmasını istenebilecektir. Tazminat miktarının tespiti için başvurucunun ekonomik durumu da çok önemlidir. Hasarın usulüne uygun bir şekilde ispatlanmaması durumunda, tazminat tutarı daha düşük olacak ve asgari ücret tutarı üzerinden hesap edilerek tazminata karar verilecektir. Manevi tazminatın da somut olmayan bir kavram olduğu düşünüldüğünde, geçerlilik zararlarla ilgili önemli ispatlar gerektirir. Bu bağlamda, bir profesyonelden yardım almak en iyi ve tatmin edici yöntem olacaktır.
Trafik Kazalarında Kusur Oranının Tespiti Nasıl Yapılır?
Trafik Kazalarında Kusur Oranı Nasıl Belirlenir? was last modified: Nisan 3rd, 2020 by
Categories: