Irak Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında 1990 yılında imzalanan ve 1992’de yürürlüğe giren “Hukuki ve Adli İşbirliği Sözleşmesi”, tanıma ve tenfiz işlemleri ile teminat muafiyeti gibi önemli hukuki kolaylıklar sunmaktadır. Bu yazıda, Irak mahkemeleri tarafından verilen kararların Türkiye’de geçerlilik kazanıp kazanamayacağı, hangi şartların gerektiği ve teminat muafiyetinin nasıl işlediği açıklanmaktadır. MÖHUK m.51 uyarınca, tanıma ve tenfiz davalarında görevli mahkeme genel olarak asliye hukuk mahkemeleridir. Ancak, tanınması veya tenfizi istenen karar aile hukukuna ilişkinse, 4787 sayılı Kanun m.4 uyarınca aile mahkemeleri yetkilidir. Hayır, Irak uyruklu davacılardan Türkiye’de açacakları davalar için teminat talep edilemez. Çünkü Irak ve Türkiye arasında imzalanan Hukuki ve Adli İşbirliği Sözleşmesi’nin 1. maddesi, açıkça şu hükmü içerir: “Akit Taraflardan birinin vatandaşlarından, diğer Taraf ülkesinde yabancı olmak, ikametgahı veya mensup olmamak gibi nedenlerle her ne ad ile olursa olsun kefalet veya teminat akçesi istenemez.” Ayrıca bu teminat muafiyeti sadece davalar için değil, yargılama giderleri için de geçerlidir. Anayasa m.90 gereğince, usulüne uygun yürürlüğe giren uluslararası sözleşmeler iç hukukta doğrudan uygulanır. Ayrıca MÖHUK m.48/2 de mahkemeye, karşılıklılık ilkesine dayalı olarak teminattan muafiyet uygulama yetkisi verir. Evet. Irak ile Türkiye arasında yapılan sözleşmenin 79. maddesi, tanıma ve tenfiz işlemlerini şu şekilde düzenler: “Akit Taraflardan her biri, diğer Taraf ülkesinde verilmiş ve kendi mevzuatına göre icra kabiliyetine sahip aşağıdaki kararları tanır ve tenfiz eder: Hukuki ve ticari konularda kesinleşmiş adli kararlar Cezaî konularda zararın tazmini ve malların iadesini öngören kesinleşmiş kararlar Hukuki ve ticari konularda hakem kararları” Dolayısıyla hem mahkeme kararları hem de hakem kararları, sözleşme hükümleri çerçevesinde Türkiye’de tanınıp tenfiz edilebilir. Tanıma ve tenfiz işlemlerinde en önemli koşullardan biri olan karşılıklılık (mütekabiliyet), Irak ile Türkiye arasında yapılan sözleşme ile sözleşmeye dayalı olarak sağlanmıştır. Bu sayede: Irak mahkeme kararlarının Türkiye’de tanınması ve tenfizi mümkündür, Irak vatandaşları, teminat yatırmadan dava açabilir veya icra takibi başlatabilir. Sözleşmeye dayanarak karşılıklılık sağlansa da, MÖHUK’a göre tanıma ve tenfiz için aşağıdaki kriterlerin de sağlanması gerekir: Kararın kesinleşmiş olması Yetkili mahkeme tarafından verilmiş olması Savunma hakkının sağlanmış olması Kamu düzenine aykırılık bulunmaması Irak ile Türkiye arasında yürürlükte olan Hukuki ve Adli İşbirliği Sözleşmesi, Irak vatandaşları açısından Türkiye’de dava açma, mahkeme kararlarını tanıtma ve icra edilebilir hale getirme süreçlerini kolaylaştırmaktadır. Özellikle teminat muafiyeti ve karşılıklılık ilkesi, hem davacı hem de hukuk uygulayıcıları açısından önemli güvence oluşturmaktadır.Irak Mahkemesi Kararlarının Türkiye’de Tanınması ve Tenfizi: Teminat ve Karşılıklılık Esasları
Tanıma ve Tenfiz Davalarında Görevli Mahkeme
Iraklı Davacıdan Teminat (Judicatum Solvi) İstenebilir mi?
Neden?
Irak Mahkemesi Kararlarının Türkiye’de Tanınması ve Tenfizi Mümkün mü?
Tanıma ve Tenfiz Davalarında Karşılıklılık (Mütekabiliyet)
Tanıma ve Tenfiz İçin Diğer Şartlar
Sonuç
was last modified: Mart 28th, 2025 by
Categories: