Türkiye’de evlilik yoluyla vatandaşlık kazanımı, belirli yasal şartlara bağlı olmakla birlikte, bu sürecin nihai kararı idarenin takdir yetkisiyle şekillenmektedir. 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 16. maddesi, bir Türk vatandaşı ile en az üç yıl süreyle evli olan yabancıların vatandaşlık başvurusu yapabileceğini düzenlemektedir. Ancak bu başvuru otomatik bir hak doğurmaz; idare, başvuru sahibinin milli güvenlik ve kamu düzeni açısından uygunluğunu değerlendirerek vatandaşlık verip vermemeye karar verir. İdarenin Takdir Yetkisi Ne Anlama Gelir? İdari makamlar, başvuruyu değerlendirirken “takdir yetkisi” kapsamında hareket eder. Bu yetki, başvurunun kabulü ya da reddi konusunda idareye değerlendirme yapma özgürlüğü tanır. Ancak bu yetki sınırsız değildir. Anayasa ve idare hukuku ilkeleri gereği, takdir yetkisinin kamu yararına ve hukuka uygun biçimde kullanılması gerekir. İdarenin keyfi kararlar vermesi hukuka aykırıdır ve bu durum yargı denetimine tabidir. Milli Güvenlik ve Kamu Düzeni Şartı Başvuru sahibi, milli güvenlik ve kamu düzenine tehdit oluşturmamalıdır. Ancak bu kavramlar soyut ve yoruma açık olduğundan, uygulamada farklı kararlarla karşılaşmak mümkündür. Örneğin geçmişte hakkında herhangi bir sabıka kaydı olmayan başvuru sahiplerinin, eşlerinin geçmişteki adli sicilleri veya istihbarat raporlarındaki genel değerlendirmeler gerekçe gösterilerek vatandaşlık talepleri reddedilebilmiştir. Yargı Ne Diyor? Vatandaşlık Reddi İptal Edilebilir mi? Danıştay kararları, idarenin milli güvenlik ve kamu düzeni değerlendirmesinde takdir yetkisini kullanabileceğini kabul etmekle birlikte, bu yetkinin sınırsız olmadığını da vurgulamaktadır. Eğer idare, soyut gerekçelerle vatandaşlık başvurusunu reddederse ve bu karar açıkça hukuki dayanaktan yoksunsa, idari işlem yargı yoluyla iptal edilebilir. Nitekim birçok yargı kararı, güvenlik soruşturmalarında somut bilgi ve belgenin olmaması halinde idarenin ret kararını iptal etmiştir. Sonuç: Reddedilen Başvuru Kesinlik Taşımaz Evlilik yoluyla yapılan vatandaşlık başvurusu idarece reddedilmiş olsa dahi, bu karar kesin değildir. Red kararının dayandığı gerekçelerin denetlenebilirliği, yargı mercileri tarafından değerlendirilir. Başvuru sahibinin kamu düzeni ya da milli güvenliğe tehdit oluşturmadığı somut delillerle ortaya konulabiliyorsa, bu tür idari kararların iptali mümkündür.
was last modified: Haziran 16th, 2025 by
Categories: