Teknoloji; hayatın her alanında etkisini gösteren, her türlü verinin saniyeler içerisinde erişilebilir olduğu ve artık sınırı olmayan bir sanal dünya sunacak kadar ilerlemiş bir şekilde karşımıza çıkmaktadır. İnternet ile birkaç saniye içerisinde dünyanın diğer ucundaki kişiler, olaylar ve yerler hakkında bilgi sahibi olunabilmesi ve ayrıca kilometrelerce uzakta dahi olsa diğer insanlarla iletişim kurulabilmesi mümkün hale gelmiştir. Bu durum bir yandan insan hayatını kolaylaştırıp bilim ve teknolojik gelişmelere çok fayda sağlasa da diğer yandan kişilerin temel hak ve özgürlüklerinin sınırının yeniden belirlenmesi gerekliliğini doğurmuştur. Bu noktada ‘kişisel veri’ kavramı ortaya çıkmış ve bu kavram da beraberinde kişisel verilerin korunması hakkı, unutulma hakkı gibi birtakım farklı hususları gündeme getirmiştir. Zira sanal ortamda paylaşılan en ufak bir içeriğin dahi hızla yayılır olması bir insanın kendi üzerindeki hakimiyeti bakımından da pek çok tehdit oluşturmaya başlamıştır. Aslında sanal ortamda yer edinmiş veriler nedeniyle kişinin kendisini tanımlamasına yarayan ve mahremiyetini doğrudan ya da dolaylı olarak ilgilendiren bilgileri üzerindeki kontrol gücünü yitirmesi internette yaşanan devrim niteliğinde gelişmelerin doğal bir sonucudur. İşte unutulma hakkının doğmasının temelindeki bu kişisel veri kavramı korunmaya ve birtakım yasal düzenlemelere konu edinilmiş ve bu alandaki ilerlemeler ile unutulma hakkı da önem arz etmeye başlamıştır. “Unutulma hakkı”, dijital hafızada yer alan bireylere ait rahatsız edici her türlü kişisel içeriğin, yine bireylerin talebi üzerine bir daha geri getirilemeyecek biçimde ortadan kaldırılması/silinmesi olarak tanımlanmaktadır. Görülüyor ki tanım oldukça geniş bırakılmıştır. Bu noktada öngörülmesi mümkün olmayan teknolojik gelişmelerin göz önünde bulundurulduğunun söylenmesi mümkün. Metaverse gibi sanal bir dünyanın oluşturulduğu, kişilerin kendilerine ait bir karakter yaratabildikleri, gerçek dünyadaki birtakım işlerin artık bu sanal dünyada da var olmaya başlamasıyla kişisel veri kavramı yeniden evrilmiş bu kavramla bağlantılı ve hatta yasalarla korunan tüm hak ve özgürlükler de yeni bir boyut kazanmıştır. Bu doğrultuda zaten hali hazırda net olarak belirlenememiş olan unutulma hakkının kapsamı ve uygulamasının ne şekilde olacağı konusunda pek çok farklı belirsizlik oluşmaya başlamış ve birtakım tartışmalar doğmuştur. Bu da beraberinde bu hakkın hedeflediği amacı gerçekleştirebilmesinin mümkün olup olmadığı konusunda birtakım soru işaretlerini gündeme getirmiştir. Örneğin; gerçek dünyada ölen bir kimsenin mirasçılarının unutulma hakkı kapsamında bir talepte bulunabilmelerinin mümkün olup olmadığı hususu hala tartışılmaktayken metaverse gibi sanal bir evrende karakteri olan bir kişinin gerçek dünyada ölmesi durumunda orada yer alan karakterinin bu hak kapsamına alınıp alınamayacağı tartışmaya oldukça açık bir meseledir. Belirtmek gerekir ki, unutulma hakkı kapsamında kişilere ilişkin içeriklerin kendileri silinmemektedir. Bu hak kapsamında söz konusu içeriklerin bulunmasını kolaylaştıracak bağlantılar ortadan kaldırılmaktadır. Dolayısıyla aslında içerik, internet ortamındaki var oluşunu sürdürmeye devam etmektedir. Günümüz dijitalleşmesi düşünüldüğünde bir içeriğin internette bir kez var olduktan sonra bir daha asla yer almayacak şekilde silinmesi/ortadan kaldırılması elbette ki çok da mümkün değildir. Teknolojinin her geçen gün daha da ileriye giden bu gelişimi ve dijitalleşmenin her bir bireyin hayatında bu denli yaygınlaşmasının unutulma hakkının kapsamının belirlenmesini ve uygulanmasını oldukça zorlayacağı aşikar. Tüm bu hususlar unutulma hakkının ve bu doğrultuda aslında veri korumasının ve mahremiyet konularının mevcut düzenlemeler de göz önünde bulundurularak yeniden değerlendirilmesi gerektiğine işaret etmektedir.
Unutulma hakkı was last modified: Ekim 4th, 2024 by
Categories: